6 Ekim 2007 Cumartesi

Türk Sözünden Korkan Geda

Türk Sözünden Korkan Geda1
Halil Rıza Ulutürk
Zamanında Azerbaycanda, (günümüzdeki benzeri gibi) “üst kimlik – alt kimlik” tartışmalarıyla Türk kimliğine gösterilen tepkiye karşı yazdığı şiir.
“alt-üst, yukarı-aşağı, sağ-sol, ön-arka, bütün kimlik meraklılarına ithaf olunur.
Nihat Çetinkaya
Garibedir şakerin2:
Türk sözünü işitince derhal omba3 durursan.
Becersen, hemin sözün tam gözünden vurursan.
Kardeşim oğlu -Türkel, ­
Doğma köyüm de -Türkan.
Şiirimde görsen, derhal bozup karalıyırsan,
Ya Merdekan yazırsan,
Ya Şuvelan yazırsan, ta ki Türkan olmasın.
Dudakaltı mırıldanıp, söylenip hısın-hısın4
Bazan açık deyirsen:
-Gardaş, “Türkan olmasın”.
Yok, “gardaş” sözünü sen al geri, ey geda!
Sözden korkan heriften gardaş olmaz dünyada
ne yakına, ne yada.
Bu dünyada türlü türlü korkaklar görmüşem men:
Ateşten, sudan, denizden, yılandan korkan da var.
Heyuleden, teyfden, hortdandan5 korkan da var.
Ancak sözden korkanı, dünyada gören hani?
-Yok, bu adi söz değil. Türk sözüdür, a canım!
Sus, tanıdım ben seni, vicdanı çokdan susan!
Otuzyedinci yılın6 tam dibinin hıltısın7.
S­en kaçıncı yıldansın?8
Kırkıncıdan mı?9
Ne farkı?10
Hele hiç doğmamışken korkuludur korkaklar.
Bütün cinayetlerde korkağın parmağı var.
Senin gibileri süpürmesek cihandan.
İnan, bir daha geri döner belki o kırgın, o kan.
Sana hitap etmeyi ar bilsemde kendime,
Gerek devam edeyim başladığım sözüme.
Dinle: her halde senden beş-altı yaş büyüyüm.
Arzın en büyük çayı Nil’e benzeyen Türküm.
Azerbaycan Türküyüm, bu soyun şah budağı.
Nice nice çağların göğsümdedir kaynağı.
Arzın buz tabakalarını eriten kudret benim.
Taş devrini yaşayan, tunç devrini yaşayan,
Demir devrinde çelik eriten hikmet benim.
Avrupa’yı uyandırdı Atilla’nın kılıcı
O kılıcı Fuzûlî kalemine çeviren
Cürret, liyakat benim.
Roketlerin anası arabayı keşfeden,
Bir çok uluslara: Yunanlılar’a, Ruslar’a,
Tunguslar’a, Lehler’e, Almanlar’a, Çekler’e
Binlerce sözü bahşeden beşer atası Türküm!
Dinle ey aklı kem:
Benden başlanır tarih.
Tarih kadar kocaman, tarih kadar müdrikim.
Türküm, nice millete öz kanımı vermişim.
Denizler betnimdedir11, ummanımı vermişim.
Git dolaş Kamçatka’yı, Alaska’ya git ulaş.
Amerika’ya kement at, orda rişem12 var benim.
Dillerini araştır,
Öz doğmaca balamdır kadim Hindular13 benim.
Ben çığır değil, tarihin kehkeşan14 tek yoluyam.
Dede Korkut, Alpamış, Manas’am, Köroğlu’yam.
Şiirin, ilmin, rubabın ilk bahar nesimiyem15.
Türkistan’da Farabi, Irak’ta Nesimî’yem.
Bir kanadım Nevaî, öbürü Yunus Emre.
Öğren, hangi makamda indim semadan yere.
Bir çok milletin saçı ellerimle tarandı.
İohan, İvan sözleri
Bizim “han”dan yarandı.
Ulug-Oleg kardeştir, ya Uğur-İgor nasıl?
Bunlar ne temaşadır, ne avsun, ne bilmece,
Volga-İrtiş, Yenisey, Kızılırmak-kollarım.
Arzın şah damarıdır benim dövüş yollarım.
Hayır, bigane kalmadım ne hayıra, ne şere.
Ben “çilovek” sözünü bahşettim beşere.
Sinirlenme boş yere,
Türk’e karşı koyulmuş çok casus görmüşüm ben.
Bulanıkken durulmuş.
Öğrenirken ayılıp özü Türk’e vurulmuş.
Türküm.
Birce hayatım yetmiş deniz yelkenim.
Sen git anandan öğren kimden kazanmış seni.
Halil Rıza Ulutürk, Prof. Dr.
Azerbaycan – 1986
1) geda: İşsiz-güçsüz, serseri.
2) şaker: tavır, eda, (şiar).
3) omba durmak: dikkat kesilmek.
4) hısın-hısın: alttan-alttan, gizli-gizli.
5) heyule, teyf ve hortdan: korkulan hayali varlıklar.
6) “otuzyedinci yıl”: Stalin’in, 1937 yılında Azerbaycan milli aydılarına yönelik yaptığı katliam kastediliyor. Bu olayda 29.000 Türk aydın öldürülmüştür
7) hılt: bir şeyi dibinde, ardında bıraktığı pislik
8) kaç doğumlusun.
9) 1940 mı?
10) ne farkeder?
11) betn: rahim (iç).
12) rişe: kök.
13) Hindu: Azerbaycan Türkçesi’nde, Amerika kızılderilileri ve yerlileri bu adla anılır.
14) kehkeşan: Yıldız kümesi, samanyolu.
15) nesim: hafif yel.

Hiç yorum yok: